Habib-i Neccar Camisi, Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilmiştir. Bugünkü Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olduğu kabul edilmektedir. Kurtuluş Caddesi'nde bulunan cami Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı'nın adını taşımaktadır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresi’nde geçmektedir.
Rivayete göre, MS 40’lı yıllarda Hz. İsa’nın havarileri Antakya’ya gelip tanrının tek olduğunu anlatmaya çalıştıklarında onlara inananların başında bir marangoz (neccar) gelir. Neccar, Pagan inanışından vazgeçip onlara katılır. Ancak havarilerin yeni vaazları halkı öfkelendirir. Kral da havarileri hapse attırır. Bunun üzerine Antakya’ya yeni bir elçi, Şem’un Safa, gönderilir. Şem’un, mucizeleriyle kralı ikna eder ve arkadaşlarını kurtarır. Halk ise havarilere inanmamakta kararlıdır. Uğursuzluk getirdiklerini düşündükleri için onları taşlayarak öldürmeyi planlamaktadır. Habib-i Neccar öfkeli ahaliyi durdurmaya çalıştığı sırada öldürülür. Rivayet edilir ki kesilen başı, Habibi-i Neccar Dağı’nın tepesinden, şimdi türbesi ve mezarının bulunduğu yere kadar yuvarlanır.
Caminin kuzeydoğu köşesinde, yerin 4 metre altında Habib-Neccar’ın ve Şem’un Safa’nın, girişte ise Yuhanna ve Pavlos’un türbeleri bulunmaktadır. Etrafı medrese odaları ile çevrilidir. Cami avlusunda bulunan şadırvan ise 19'uncu yüzyıl eseridir.
Kaynak: Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İskenderun Kaymakamlığı
Copyright © 2024 Tüm Hakları Saklıdır. | Domain Canyon
Kişisel Verilerin Korunması, Gizlilik Politikası ve Çerez (Cookie) Kullanımı İlkeleri hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.