News

İstanbul'da Gezilecek Yerler
İstanbul'da Gezilecek Yerler

Tarihe başkentlik etmiş, medeniyetleri kucaklamış ve dünyaya bir miras niteliğinde adını yazdırmış İstanbul, bugün her köşesinde benzersiz değerlerini bizlere sunuyor. Topraklarında ev sahipliği yaptığı tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan şehirde bulunan onlarca tarihi eser, İstanbul’u başlı başına bir müzeye dönüştürüyor. Bu da İstanbul’u diğer kentlerden farklı kılan en önemli özellik oluyor.

Her semtinde ayrı bir güzellikle karşılaşabileceğin İstanbul’da gezilecek yerler ise saymakla bitmiyor. Saraylar, camiler, müzeler, parklar, kasırlar başta olmak üzere doğal ve tarihi birçok destinasyon mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Bu yazıda İstanbul’da gezilecek birçok yeri keşfedeceksin. İstanbul’u keşfetmeye başlamadan önce de merak edilen sorulara yanıtlar bulacaksın. Hazırsan, İstanbul’u gezmeye başlayalım.

İstanbul neyi ile ünlü?

İstanbul Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan boğazı, köprüleri, müzeleri, camileri, tarihi ve kültürü ile ünlü.

İstanbul’un simgesi nedir?

İstanbul’un simgesi tarih boyunca erguvan olmuş. Boğazın rengini yansıtan erguvan ile özdeşleşen İstanbul bu rengi asırlardır taşıyor.

İstanbul neden önemli?

Üç imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul, iki yakayı birleştiren ve yarımada üzerinde yer alan yedi tepeli özel bir kent.

1. Ayasofya Camii

İstanbul'daki Ayasofya'nın güzel manzarası

İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sırasına koyabileceğimiz çok sayıda yer var. Seçim yapmak zor olsa da birinci her zaman Ayasofya. Doğu Roma İmparatoru I. Konstantin’in 360 yılında inşa ettirdiği Ayasofya, dünyanın en eski katedrallerinden biri. O dönemlerde Megale Ekklesia adıyla anıldığı bilinen Ayasofya, günümüzdeki görünümüne en yakın halini İmparator Justinianos’un görevlendirdiği Trallesli Anthemios ve Miletoslu İsidoros’un çalışmaları sonunda kazanmış.

İki mimarın çalışmalarıyla 5 yıl 10 ayda yapımı tamamlanan Ayasofya, o zamanın diğer yapılarına kıyasla dünyanın en kısa sürede inşa edilen katedrali olmuş. 5. yüzyılda yapıya Hagia Sophia adı verilmiş ve 1453’te İstanbul fethedilene kadar bu adı taşımış. 1935 yılında müze olan Ayasofya 2020 yılında camii statüsü aldı. Ayasofya Camii ile ilgili detaylı bilgi için linke tıklayabilirsin.

2. Topkapı Sarayı Müzesi

Marmara denizden önce Topkapı Sarayı

İstanbul’un en turistik bölgesi Tarihi Yarımada’da bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında olmalı elbette. Fatih semtine bağlı Sarayburnu’nda bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak hizmet vermiş. 3 Nisan 1924’te müze haline getirilen Topkapı Sarayı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk müzesi. 300.000 metrekarelik bir alanı kapladığı ve yaklaşık 300.000 tane arşiv belgesine ev sahipliği yaptığı için dünyada bulunan saray müzelerinin en büyüklerinden.

 

Müzeyi gezmeye gittiğinde Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda, Babü’s Saade ve Köşkler Bahçesi’ni görebilirsin. Ayrıca padişahların portrelerine, kıyafetlerine ve silahlarına ev sahipliği yapan İstanbul Kitaplığı’nı da mutlaka ziyaret etmelisin.

3. Sultanahmet Camii

Sultan Ahmet camii iç mekan görünümü

 

İstanbul’un en meşhur camisi olan Sultanahmet Camii, sadece yerli turistler arasında değil yabancı turistler arasında da oldukça ünlü. Yabancı turistler camiyi Mavi Camii anlamına gelen Blue Mosque adıyla tanıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise caminin içinin 21 bin 43 tane İznik çinisiyle döşenmesi ve masmavi bir görüntüye sahip olması. Sultan I. Ahmet’in emri üzerine 17. yüzyılda Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Sedefkar Mehmet Ağa tarafından inşa edilen cami, Ayasofya’nın tam karşısında konumlanıyor. Sultan Ahmet Camii’nin 16 tane şerefesi bulunuyor ve bu 16 şerefe, Sultan I. Ahmet’in Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. hükümdarı oluşunu simgeliyor. 43 metre yükseklikteki kubbesinin çapı ise 23,5 metre.

4. Sultanahmet Meydanı

Sultanahmet meydanın da gezen insanlar

Sultanahmet Meydanı, İstanbul’da yapılan turistik gezilerin başlangıç noktası.Roma İmparatorluğu’nun bölgede hüküm sürdüğü yıllarda hipodrom olarak kullanılan meydan, Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetindeyken de hipodrommuş. Bu yüzden At Meydanı olarak bilinirmiş. O dönemlerde yerli halk, hep bu meydanda toplanıp eğlenirmiş. Günümüzde kalıntıları hala görülebilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş gibi dikilitaşlar hipodromu ikiye bölmek için kullanılırmış. Sultanahmet Meydanı, İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nı oluşturan ve görülecek tarihi yerlere ev sahipliği yapan özel bir yer.

 

Buradayken Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Aya İrini Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı gibi önemli yerleri görebilir; Kumkapı, Sirkeci, Karaköy, Eminönü, Çemberlitaş gibi yerlere yürüme mesafesiyle ulaşabilirsin. Aynı adı taşıyan ünlü Sultanahmet köftesinin tadına da en iyi burada bakabilirsin.

5. Gülhane Parkı

gülhane parkında yer alan büyük uzun ağaçlar

 

Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı şiirinden tanıdığımız Gülhane Parkı’na girdiğin andan itibaren Cem Karaca’nın şiirden bestelediği şarkıyı mırıldanmaya başlayacaksın. Geçmişte Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak kullanılan park, padişahları ağırlamış bir alan yani anlayacağın. Türkiye’deki en temiz parklardan biri olan Gülhane Parkı’nın böyle kalmaya devam etmesi için temizliğine ve park düzenlemelerine ekstra özen gösteriliyor. Parkın içindeki çay bahçeleri, Tarihi Yarımada’yı karış karış gezdikten sonra bir ağacın altında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası.

6. Yerebatan Sarnıcı

Yeraltı Sarnıcı - 6. Yüzyılda İmparator Justinianus tarafından inşa edilen yeraltı su rezervuarı

Bizans İmparatorluğu döneminden İstanbul’da kalan en değerli yapılardan Yerebatan Sarnıcı. 532 yılında İmparator Justinianus’un emri üzerine inşa edilen sarnıç, o yıllarda sarayın ve halkın su ihtiyacı için kullanılırmış. Hatta İstanbul’un fethinden sonra da bir süre boyunca su kaynağı olarak kullanımı devam etmiş. Geçmişte sarnıç üzerinde Stoa Bazilikası bulunduğu için Bazilika Sarnıcı ve suyun içinden çıkan sütunlar yüzünden Yerebatan Sarayı olarak da bilinirmiş. 140 metre uzunlukta ve 70 metre genişlikte olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki en gizemli eser ise Medusa Başı. Sarnıcın kuzeybatısındaki konumlanan iki sütunun altında bulunan heykel, Roma Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri ama buraya nasıl geldiği bilinmiyor.

 

Yerebatan Sarnıcı restore edilerek yeni yüzüyle kapılarını açtı. Eklenen modern heykeller, sarnıcın atmosferini bambaşka bir boyuta taşıdı. Farklı sanat etkinliklerinin düzenlendiği Yerebatan Sarnıcı'ndaki ışıklandırma ise atmosferi etkileyici bir konuma getiriyor.

7. Binbirdirek Sarnıcı

binbirdirek sarnıcı iç mekan görünümü

 

İstanbul’un diğer bir önemli ve güzel sarnıcı da Binbirdirek Sarnıcı. İstanbul’un ikinci büyük su haznesi olan Binbirdirek Sarnıcı günümüzde 212 adet orijinal sütuna sahip. 3584 metrekare büyüklüğünde olan Binbirdirek Sarnıcı bugün ışık ve lazer gösterileriyle ziayretçilerine bambaşka bir atmosfer yaşatıyor.

8. Şerefiye Sarnıcı

Şerefiye Sarnıcı'ndan (Theodosius Sarnıcı) İç Mimari Detayı

 

1.600 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en eski su haznelerinden biri olan Şerefiye Sarnıcı yaklaşık 24 metreye 40 metre bir alan üzerine inşa edilmiş. Şerefiye adını Osmanlı döneminde bulunduğu mahalleden alan sarnıç şimdilerde 360 derece projection mapping sisteminin entegre edildiği atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. İstanbul’un Fethi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini taşıyan gösteriyi mutlaka izlemelisin.

9. Aya İrini Müzesi

Aya İrini Topkapı Sarayı'nın dış avlusunda bulunan bir Rum Doğu Ortodoks kilisesi.

 

İstanbul’da gezilecek yerler arasında Bizans İmparatorluğu’ndan kalan birçok yer bulunuyor ama Aya İrini Kilisesi, Bizanslıların İstanbul’da inşa ettiği ilk kilise. İstanbul fethedildikten sonra kilise camiye çevrilmeden kalmış ve 19. yüzyılda müze olmasına karar verilmiş. Müze-i Hümayun ya da İmparatorluk Müzesi olarak adlandırılan kilise, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılan ilk müze olmuş. Daha sonraları Askeri Müze olarak kullanılan kilise, 1973 yılından beri İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bünyesinde bulunuyor.

10. Türk ve İslam Eserleri Müzesi

türk islam eserleri müzesi giriş kapısı görünümü

 

İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğu, Sultanahmet Meydanı ve çevresinde toplanmış. Ülkemizde bulunan Türk İslam sanatının tüm önemli eserlerini bir arada görebileceğin ilk müze olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi de Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Bu müze, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği bir saraya kurulmuş. İbrahim Paşa yaşarken sarayın adı At Meydanı Sarayı imiş ama ölünce İbrahim Paşa Sarayı adını almış. 1983 yılında saray müze olarak kullanılmaya başlanmış.

11. İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul Arkeoloji Müzeleri dış bina görünümü

Dünyanın en önemli arkeoloji koleksiyonlarını barındıran ve üç ayrı müzeden oluşan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul’u gerçek manada anlamak ve tanımak için olmazsa olmaz. İstanbul’un bugünkü kültürel varlığının temellerini atan isimlerden Osman Hamdi Bey’in öncülüğünde yapılan Arkeoloji Müzelerini gezerken göreceğin 3 müze aşağıda;

 

  • Arkeoloji Müzesi: Müze 1891 yılında kurulmuş olup çeşitli dönemlere ait eserler içeriyor. Mısır, Mezopotamya, Anadolu ve Ege bölgelerine ait heykeller, seramikler, mozaikler ve yazılı belgeler gibi birçok farklı türde eseri barındırır. Arkeoloji Müzesi’nde görmen gereken en önemli eserler ise İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi.

  • Eski Şark Eserleri Müzesi: 1883 yılında kurulan bu müze, Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu bölgelerinden getirilen eserleri sergiler. Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyadan gelen eserler arasında el yazmaları, minyatürler, metal işçilikleri ve taş oymaları bulunur.

  • Çinili Köşk: 1472 yılında inşa edilen ve daha sonra Sultan III. Ahmed tarafından satın alınan bir köşkün restore edilerek Çinili Köşk adını aldığı bölümdür. İçinde Selçuklu, Osmanlı ve İslam dönemi eserlerinin yanı sıra seramik koleksiyonları da bulunur.

    12. Süleymaniye Camii ve Külliyesi

    Süleymaniye Camii havadan görünümü

    Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii, İstanbul’da gezilecek yerler arasında en hayranlık uyandıran yapılardan biri. Beyazıt ilçesinde bulunan camii, adından da anlaşılabileceği üzeri Osmanlı’nın ünü dünyalara ulaşan padişahı Muhteşem Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş. 1551-1557 yılları arasında inşası tamamlanan caminin her bir detayı ince düşünülmüş ve çok iyi hesaplanmış. Süleymaniye Camii’nin konumlandığı Süleymaniye Külliyesi de oldukça geniş bir alana sahip. 15 bölümü olan külliyede medreseler, hazire, hastane, kütüphane, hamam, sıbyan mektebi gibi alanlar yer alıyor. Külliyede ayrıca Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbeleri de bulunuyor.

    13. Dolmabahçe Sarayı

    Boğaz'dan Dolmabahçe Sarayı manzarası

    Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu bu sarayın hepimizin kalbindeki yeri büyük. Bu nedenle de Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin belki de en duygusal maddelerinden biri. Dolmabahçe Sarayı, 1856 yılında Sultan Abdülmecit’in emretmesi üzerine inşa edilmiş. Abdülmecit, bu sarayın Avrupai bir tarza sahip olmasını ve sadece güzelliklerden oluşmasını istemiş. 285 tane oda, 26 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvaletin bulunduğu sarayın yapımı padişaha oldukça pahalıya olmuş ve padişah o kadar özenerek yaptırdığı İstanbul’un 3. en büyük sarayında sadece 5 yıl oturabilmiş.

     

    Abdülmecit’ten sonra gelen padişahlar tarafından da farklı şekillerde kullanılan saray, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiş. 10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk 71 numaralı odada son nefesini verdi. Günümüzde Dolmabahçe Sarayı’na gittiğinde bu odayı ve Atatürk’e ait kişisel eşyaları görebilirsin.

    14. Galata Kulesi

    Galata Kulesi ve Karaköy semtinin görünümü

     

    İstanbul’un siluetini oluşturan yapılardan biri olan Galata Kulesi, o kadar çok turist ağırlıyor ki her daim önünde upuzun kuyruklar oluşuyor. Dünyadaki en eski kuleler arasında yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianos’un isteğiyle 500’lü yıllarda inşa edilmiş. Günümüzdeki görünümünü ise 1340’lı yıllarda kazanmış. Yangın ve depremler yüzünden harap olan kulenin en son onarımı 1967 yılında yapılmış. Eğer bu tarihi şaheser hakkında detaylı bilgi almak istersen Galata Kulesi gezi rehberi yazısına göz atmanı öneriyoruz.

    15. Kız Kulesi

    İstanbul'un simge yapılarından yeni Kız Kulesi'nin  gece görünümü.

    İstanbul’un en romantik adreslerinden biri olan kule, Üsküdar ilçesinin Salacak açıklarında konumlanıyor. Kız Kulesi’nin tam olarak ne zaman inşa edildiğine dair net bir kaynak bulunmuyor ama bazı kaynaklarda milattan önce 341 yılında yapılaşma sürecinin başladığı söyleniyor. Birçok farklı efsaneye konu olan Kız Kulesi, geçmiş zamanlarda Damalis ve Leandros isimleri ile de anılmış. Damalis, Atina Kralı Kharis’in karısının adından gelen bir isimmiş. Damalis öldüğünde bu sahillerde gömüldüğü için kuleye bu isim verilmiş. Bizans İmparatorluğu yıllarında ise küçük kale anlamındaki Arcla ismiyle de tanınmış. İstanbul fethedildikten sonra adada bulunan kule yıkılmış ve yerine ahşap bir kule yaptırılmış. Ahşap olması yüzünden yangına dayanamayan kule 1725 yılında yeniden inşa edilmiş.

    Tarih boyunca gemilerden vergi toplama, savunma, karantina hastanesi, radyo istasyonu gibi amaçlarla kullanılan Kız Kulesi, günümüzde romantik yemekler ve evlilik teklifleri için ilk akla gelen yerlerden biri. Kule günümüzde hem müze hem de restoran olarak ziyaret ediliyor. Salacak’tan 15 dakikada bir kalkan teknelere binerek Kız Kulesi’ne kolayca ulaşabilirsin. Kız Kulesi’nin şaşırtan hikayesi için tıkla!

    16. Kapalıçarşı

    Kapalı çarşı iç görünümü

    İstanbul’da gezilecek yerler arasında Türkiye’nin tüm dokularını bir arada bulabileceğin yer Kapalıçarşı. Beyazıt’ta bulunan çarşı, yabancı turistler tarafından Grand Bazaar olarak tanınıyor. Kapalıçarşı Fatih Sultan Mehmet’in padişah olduğu yıllarda inşa edilmiş ve yaklaşık 550 yıldır varlığını sağlam bir şekilde sürdürüyor. İlk açıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirini artırmak amacını taşıyan çarşı, zaman içerisinde büyümüş ve bölgedeki en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Dünyadaki en eski alışveriş merkezi olan Kapalıçarşı, 45.000 metrekarelik bir alana kurulu olmasıyla aynı zamanda dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden.

    Kapalıçarşı’nın adı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçiyor. Bunun dışında başka seyahat kitaplarında da büyüklüğünden ve içindeki dükkanlardan bahsedilmiş. Neredeyse 4000 tane dükkana ev sahipliği yapan Kapalı Çarşı, kuyumcularıyla ünlü. Kuyumcularının yanında baharatlar, halılar, kilimler ve kumaşlar da bulunuyor. Kapalıçarşı’dan hiçbir şey almayacak olsan bile dükkanlar arasında mutlaka gezmelisin çünkü eski İstanbul’un o nostaljik atmosferini hissetmeden geri dönmek olmaz.

    17. Mısır Çarşısı

    Mısır çarşısı iç görünümü

    Kapalıçarşı’dan sonra o eski İstanbul atmosferini en iyi yansıtan yer, Mısır Çarşısı. 17. yüzyılda inşa edildiği zaman Osmanlı Devleti’nde ticaretin kalbinin attığı noktalardan biriymiş. Yeni Camii’nin bir parçası gibi inşa edildiği için ilk yıllarda ismine Yeni Çarşı ve Valide Çarşısı da denirmiş. Sonraları Mısır’dan gelen baharatlar ve çayların satışıyla birlikte bugünkü adı verilmiş.

     

    Eminönü’nde, yani İstanbul’un en hareketli noktalarından birinde konumlandığı için ulaşımı çok kolay. Mısır Çarşısı, zaten İstanbul turlarının olmazsa olması ama İstanbul’da yaşayan insanların çoğu da Mısır Çarşısı’na alışveriş amacıyla mutlaka uğruyorlar.

    18. Taksim Meydanı

    İstanbul, Türkiye Taksim üzerinde bir yaz günü Retro tramvay

     

    Sultanahmet Meydanı’ndan sonra İstanbul denilince akla Taksim Meydanı geliyor. Şehrin en hareketli noktalarından biri olan Taksim Meydanı daire şeklinde ve hemen ortasında Cumhuriyet Anıtı bulunuyor. 1928 yılında yapılan bu anıtın bir tarafı Kurtuluş Savaşı, diğer tarafı ise Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Türkiye’yi anlatıyor. Savaşın anlatıldığı tarafta Atatürk, askerlerinin yanındayken diğer tarafta İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın yanında sivil kıyafetleriyle duruyor.

    19. İstiklal Caddesi

    İstiklal caddesi gezen insanlar ve retro tramvay

    İstanbul demek Beyoğlu demek, Beyoğlu demek İstiklal Caddesi demek. İstanbul’da gezilecek yerler arasında en popüler ve en ikonik olan yer kuşkusuz İstiklal Caddesi. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beyoğlu’nda konumlanan cadde, Taksim Meydanı’nda başlıyor ve tünelde son buluyor.

     

    İstiklal Caddesi, modern görünümünü 19. yüzyılda kazanmış. Sultan Abdülaziz’in hüküm sürdüğü yıllarda Paris’in meşhur sokaklarına benzerliğiyle dikkatleri üzerine toplayan caddeye “Grande Rue de Pera”, “Büyük Cadde” ve “Cadde-i Kebir” gibi isimler verilmiş. İstiklal Caddesi adını ise 20. yüzyılda Cumhuriyet’in ilanının ardından almış. Üzerinde konumlanan sinemalar, kültürel etkinlik alanları, sanat galerileri ve otellerle en görkemli yıllarını 20. yüzyılda yaşamış. Günümüzde her gün ve her saat canlı olan İstiklal Caddesi’nde gezerken Casa Botter, Grand Pera ve Madame Tussauds, Atlas Pasajı, Meşher, Narmanlı Han gibi birçok tarihi yapıyı görebilir, sanat içerikli keşiflerini gerçekleştirebilirsin.

    20. İstanbul Boğazı

    istanbul boğazında dolaşan turlar ve güneşli havada uçan martılar

     

    İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri İstanbul Boğazı. İstanbul’a tüm o güzelliğini katan yer bile diyebiliriz hatta. Marmara Denizi ve Karadeniz’in birleştiği nokta olan İstanbul Boğazı’nı düz bir çizgi haline getirirsek 32 kilometre uzunluğa sahip oluyor. Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı arasında uzanan İstanbul Boğazı’nda turlamak istersen Şehir Hatları tarafından gidiş-dönüş düzenlenen boğaz turlarına katılabilirsin. Uzun ve kısa olmak üzere iki çeşit tur düzenlendiğini de belirtelim. Ayrıca tek yön olarak da boğaz turu seferleri yapılıyor. Hatta boğazın akşam saatlerinde güzelliğini de görebilmemiz için mehtap turları da düzenliyorlar. Boğazı uzaktan izlemek istersen Büyükada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gidip seyir keyfi yaşayabilirsin. Ayrıca boğaz manzaralı restoranlarda manzaranın güzelliğini seyrederek yemek yiyebilirsin.

    21. Ortaköy Camii

    Gün batımında Boğaz Köprüsü ve Ortaköy Camii, İstanbul

     

    Meşhur Ortaköy fotoğraflarının ana karakterine geldi sıra. Boğazın kenarında köprünün ayağına yakın olduğu için Ortaköy’e giden herkes mutlaka bu camiyi de içine alan bir manzara fotoğrafı çektiriyor. Eminim mutlaka böyle bir fotoğraf görmüşsündür ama caminin asıl adının Büyük Mecidiye Camii olduğunu biliyor muydun? Ortaköy’de olduğu için halk arasında Ortaköy Camii diye geçse de gerçek adı farklı. 1853 yılında yapılan caminin emrini Sultan Abdülmecit vermiş. Mimar olarak da Nigoğos Balyan ve Garabet Amira çalışmış. Neo Barok tarzda tasarlanan caminin dış görünüşü güzel olduğu kadar içi de gayet etkileyici. Büyük pencereleri sayesinde oldukça ışık alan cami, restorasyon çalışmaları sonrası tekrar ibadete açıldı.

    22. Fatih Camii

    fatih cami dış görünümü

     

    Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra şehirde kendi adında bir cami olmasını istemiş. Mimar Yusuf Sinan, bu caminin mimarı olarak seçilmiş ve 7 tepeli İstanbul’un 4. tepesine Fatih Camii inşa edilmiş. Böylece bu cami, İstanbul’da sultanın yaptırdığı ilk cami olmuş ve şehirdeki Osmanlı hakimiyetini simgeleyen bir yapı haline gelmiş. Fatih Camii Külliyesi’nde medrese, darüşşifa, kervansaray ve hamam da bulunuyor. Ancak cami depremler ve yangınlardan zarar görünce yeniden inşa edildiği için ilk görünümünden uzaklaşmış. Bu caminin bir diğer özelliği ise ilk Türkçe ezanın okunduğu cami olması. 30 Ocak 1932 tarihinde ilk Türkçe ezan bu camide okunmuş.

    23. Yeni Camii

    deniz manzarası arkasında bulunan yeni camii

     

    Eminönü’nün İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğuna ev sahipliği yaptığından bahsetmiştim. Yeni Camii de Eminönü’nde konumlanıyor ve İstanbul’un simgelerinden biri. III. Murat’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597’de inşaatı başlayan cami, ancak 1665 yılında IV. Mehmet’in annesinin isteği üzerine tamamlanabilmiş. İnşaatı bu kadar gecikip de Sultanahmet ve Süleymaniye’den sonra tamamlanınca da adına Yeni Camii denmiş ama Valide Sultan Camii olarak da biliniyor. Caminin etrafındaki güvercinler o kadar fazla ki adeta yürümek zorlaşıyor ve güvercinler camiden daha ünlü bir hale gelmiş.

    24. Yıldız Sarayı

    Yıldız Sarayı görünümü

     

    II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti’nin idare merkezi olarak kullanılan Yıldız Sarayı, III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın emriyle inşa edilmiş. II. Abdülhamit bu sarayda yaşarken sarayın genişletilmesi ve dekorasyonuyla özel olarak ilgilenmiş. II. Abdülhamit’in isteğiyle Küçük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Güvercinlik Binası gibi bölümler eklenen saray, beş yüz bin metrekarelik bir alana yayılmış. Saraya sadece bu bölümler değil, kültürel aktivitelere uygun alanlar da eklenmiş. Basımevi, fotoğraf atölyesi, tiyatro, müzik stüdyosu gibi eklemelerle saray bir kültür merkezi olmuş.

    25. Yıldız Parkı

    Yıldız Parkında bulunan gölet ve renkli yeşil bitkileri

     

    İstanbul Boğazı'nın eşsiz manzarasına sahip olan Yıldız Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sultan Abdülaziz tarafından 19. yüzyılın ortalarında oluşturulmuş zengin tarihi ve doğal unsurları bir arada barındıran ve gelen misafirlerini kendine hayran bırakan muhteşem bir park olarak karşımıza çıkıyor. Park içerisinde karşımıza tarihi yapılar, bahçeler, göletler, yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunuyor. Parkın içerisinde bulunan Yıldız Sarayı önemli tarihi yapılardan biri. Sultan Abdülmecid döneminde inşa edilen saray, aynı zamanda Osmanlı padişahlarının ikametgâh noktalarından biriydi. Yıldız Parkı'nda bulunan yürüyüş yolları, yeşil alanlar ve çiçek bahçeleri ziyaretçilerin doğa ile iç içe zaman geçirmesini sağlıyor. Park içerisinde Yıldız Hamidiye Camii ve Malta Kiosk gibi tarihi ve kültürel öneme sahip yapılar bulunuyor. Parkta sevdiklerini ile birlikte piknik yapabilir, yürüyüşe çıkabilir, tarihi yapılara tanıklık edebilirsin.

    26. Eyüp Sultan Camii

    Eyüp sultan camii havadan görünümü

    İstanbul’da en çok turist çeken camilerden biri olan Eyüp Sultan Camii, Haliç’te bulunuyor. Caminin yer aldığı konumunun, Hz. Muhammed’in bayraktarları arasındaki en önemli kişi olan Ebu Eyyub el-Ensari’nin İstanbul’un 7. yüzyıldaki kuşatması esnasında şehit düştüğü nokta olduğu düşünülüyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten 5 yıl sonra bu değerli kişiliğin anısına bir cami inşa edilmesini emrediyor.

    Caminin inşasından sonra Osmanlı padişahları, kılıç kuşanma merasimleri için burayı tercih ediyor.

     

    Eyüp Sultan Camii ve Eyüp Sultan Türbesi o kadar değerli yerler olarak kabul ediliyor ki her yıl binlerce yerli turist dua etmek için geliyor. Hatta öyle ki bahçedeki ağaçların bile ibadet edildiğine dair bir inanış mevcut. Özellikle Ramazan ayı, dini bayramlar ve kandil günlerinde insanlar türbeye gelip adak adıyorlar ve dua ediyorlar. Caminin avlusu, kısmet çeşmeleri de popüler noktalar arasında.

    27. Pierre Loti Tepesi

    Pierre Loti Tepesi nde bulunan manzaraya karşı restaurant

     

    İstanbul’da gezilecek yerler arasında şüphesiz en güzel manzaraya sahip noktalardan biri Pierre Loti Tepesi. Haliç manzarasını panoramik olarak izleyeceğin tepenin adı, Julien Viaud adlı Fransız yazardan geliyor. Viaud, bu tepede bulunan bir kafeye sıklıkla gelirmiş ve takma adı Pierre Loti imiş. Bu takma ad sonrasında tepenin adı olarak kalmış. Uzun bir İstanbul gezisinden sonra Eyüp Sultan Camisi’nden teleferiğe binip Pierre Loti Tepesi’ne gelebilirsin. Yani anlayacağın tepeye giderken teleferikte de manzaranın tadını çıkarabilirsin. Pierre Loti’nin keyfi kahvaltı saatinde de bir başka oluyor. Birçok farklı restoranın bulunduğu tepede manzaraya karşı bir kahvaltı yapıp sonra İstanbul turuna başlayabilirsin.

    28. Miniatürk

    Miniatürk iç mekan görünümü

     

    Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniatürk, İstanbul’un en turistik destinasyonlarından biri. İstanbul’da bulunan 57, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden 12 ve Türkiye sınırlarına günümüzde dahil olmasa da Osmanlı coğrafyasından 12 yapının 1/25 ölçekli maketlerinin bulunduğu Miniatürk, 60.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Miniatürk’te sergilenen yapılar, 9 farklı dilde rehberlerle turistlere tanıtılıyor. Bu yapıların yanında amfi tiyatro, alışveriş merkezi ve çocuklar için oyun alanları da bulunuyor.

    29. İstanbul Oyuncak Müzesi

    oyuncak müzesi giriş kapı görünümü

     

    Çocuklarla birlikte İstanbul’da gezilecek yerler arayanların ilk adreslerinden biri olan İstanbul Oyuncak Müzesi, 2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulmuş. Bulunduğu binanın tarihi oluşu, oyuncakların en az 300 yıl öncesinden bugüne kadar saklanmış olması ve farklı farklı dönemlerden 4000 adet oyuncağın sergilenmesi bu müzeyi eşsiz kılan özelliklerden. İstanbul Oyuncak Müzesi, aynı zamanda 2012 yılında ilk kez düzenlenen Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzeleri’nin buluşmasına da ev sahipliği yaptı. Bu nedenle de İstanbul için “oyuncak müzeleri başkenti” unvanı verildi. Ülkemizin kültürel açısından gelişmesine tek katkısı bununla da kalmadı ve Antalya, Gaziantep gibi şehirlerimize de oyuncak müzesi açılmasına da öncü oldu. Eğer bu tarz müzeler ilgini çekiyorsa İstanbul'da çocuklarla gidilebilecek müzeler adlı içeriğimizi de inceleyebilirsin.

    30. Pera Müzesi

    Bristol Oteli’nin binasında bulunan Pera Müzesi görünümü

    1983 yılında inşa edilen Bristol Oteli’nin binasında bulunan Pera Müzesi, İstanbul’da gezilecek müzeler arasında en çok tercih edilenlerden. Suna ve İnan Kıraç Vakfı, bu müzenin restore edilip müze haline getirilmesi için Mimar Sinan Genim’i görevlendirmiş ve 2005 yılında otel Pera Müzesi olarak ziyaretçilere açılmış. Pera Müzesi’nin kendi koleksiyonları arasında “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” bulunuyor. Bunun dışında müzede farklı sergiler de düzenleniyor elbette. Özellikle dünyanın en önemli müzeleriyle iş birliği içerisinde düzenlenen sergiler çok fazla ilgi çekiyor. Müze aynı zamanda bir kültür merkezi olarak da görev yapıyor.